Kalandaris Kulandaris Rumi
takvimin ilk ayı kalandarın birinci günü Miladi takvime göre Ocak ayının 14’üne
tekabül ediyor. Karadeniz Bölgesi’nde özellikle Trabzon ilinde bu gecenin ayrı
bir önemi var.
Geleneksel olarak bu
gecede çocuklar dışarı çıkar ve evleri dolaşarak ellerindeki torbaları evlerin
kapısına koyup kapıyı ve zili çaldıktan sonra ev ahalisinin torbanın içine
koyacakları hediyeleri beklerler. Bu arada bazı manilerde söylerler. Bazen ev ahalileri
torbalara kedi koyarak da gelen çocuklara ve gençlere şakalar yaparlar.
Kalandar geceleri
köyün genç ve çocukları kemençe (bazı köylerde tulum ya da şimşir kaval)
eşliğinde horonlar oynayarak toplanır. Köydeki tüm evleri tek tek gezerler. Koliva
(haşlanmış mısır), fındık, meyve, ceviz vs. toplarlar. Evlerin önüne gelen
çocuklar yine köyden köye değişen ama ana teması benzer bir Kalandar
tekerlemesi söyler ve kara koncolos oyunu adı verilen bir seyirlik oyun oynar.
Kalandar gecesi
gezmelerinin en önemli özelliği ise çocuklardan birisinin kara koncolos
kılığına girmesi. Yüzü kazanın altından alınan maniya ile siyaha boyanan,
üzerine postlar giyerek ayıya benzetilen, beline koyun ya da inek çanları
takan, elinde değnek taşıyan bir genç bu kılığa sokulmakta bir kemençeci ve
çocukların söylediği tekerlemeler eşliğinde kapı kapı dolaşarak evlerden
yiyecek toplanır. Bazı köylerde oyuncu kadrosuna kadın kılığına sokulmuş bir
erkek (gelin), şeytan (ateşçi), doktor (kizir), ağa, ihtiyar, deve kılığına
giren birkaç oyuncu eklenir.
İpe bağlanan bir torba
ev kapısından içeri uzatılarak:
“Gece geldim kapınıza
“Kalandar soğuğunda
Biz geldik Kalandara”
Biritet, prama, lougar (tahıl, sığır, eşya)
Kapitia, fimoria, kalo kardia (para, altın, iyi kalp getir)
Selam verdim Yapınıza
Selamımı almazsanız
Daha gelmem yapınıza
*“Kalandar soğuğunda
Ya bakın kaldık dara
Açın siz kapılarıBiz geldik Kalandara”
Ya da oyunda kara
koncolos yerine deve kullanılıyorsa istekler biraz abartılır. Örneğin;
Galandariya Farfariya
Get kilara Gel gapiya
Ver deviye
Pestilden, tutdan
Almadan, armuttan
Şekerden, çaydan
Külekteki yağdan
Bulğurdan, yarmadan
ğavurmadan, ğıymadan
Dahasını saymadan
Ver babam ağam, Bacım,
Nenem Ver!
Gümüşhane
tekerlemesini söylenir, ev sahibinin torbayı doldurması beklenirmiş.
Bir zamanlar yörenin
çocukları bu günü iple çekermiş. Ev ev dolaşır, akşamdan hazırladıkları bez
torbaları çaldıkları kapıdan içeriye uzatırlar, ağızlarında kulağı okşayan bir
tekerleme:
“galandaris gulandaris
erkek uşak dişi buzak
bir feli kabak”
Evin sahibi de zaten
Kalandar hazırlığını yapmış, kapıdan uzanacak bez torbaları bekler. Bir gün öncesinden
koliva kazanları kaynatılmış, tekerlemenin içinde geçen “bir feli kabak”
pişirilmiş olur. Avuç avuç fındık, ceviz ve meyveler dodurulurdu torbalara.
Çocuklar tüm kapıları “galandaris gulandaris” yaptıktan sonra mutlu bir şekilde
topladıklarını yemeye giderler.
Yine, Kalandar sabahı
genç kızlar erkenden suya gidip başlarını yıkardı, saçlarımız uzun olsun
diye...
Bekarların dilinde de
bir kalandar türküsü:
“Kırlangıç yuva yapar
karaağaç kovuğunda
Bekarlar neler çeker
Kalandar soğuğunda”
Artık, Kalandar ayında
“galandaris gulandaris” yankılanmıyor kapılarda. Koliva kazanları kaynamıyor,
kabak felileri pişmiyor Kalandar çocuklarına özel. Genç kızlar da saçımız uzun
olsun diye erkenden sulara koşmuyorlar.
Kalandar eğlenceleri
adı aynı olmamakla birlikte Ordu, Giresun, Rize ve Gümüşhane’de de aşağı yukarı
aynı şekilde gerçekleşmekteydi.
Çoğunlukla toplanan
yiyecekler pişirilip yenilirdi.
Büyük köylerde her
mahalle kendi kalandar grubunu oluşturur, torbasını yiyeceklerle doldururken
bir yandan da komşu mahallelerin kumpanyalarının torbasını kapıp kaçma
mücadelesi verilirdi. Bölgedeki Hıristiyan Rumlar ise kalandarı eğlenceden öte
(noel dolayısıyla) dini bir atmosfere büründürmüşlerse de tekerleme ve türkülerin
sözleri Anadolu’da, Yunanistan’da hatta aşağıda derlenmiş örnekte olduğu gibi
Kırım’da da aşağı yukarı aynıydı.
Kalimera ais Vasil
(Merhaba, Aziz Vasil)
Na fers iyia,
ivlouiyia (Bize sağlık ve inayet)Biritet, prama, lougar (tahıl, sığır, eşya)
Kapitia, fimoria, kalo kardia (para, altın, iyi kalp getir)
Kalandarın ilk günü
Kalandar ayının ilk
günü eve ilk giren kişinin taşıdığı özelliklerine göre yılın iyi veya kötü
geçeceğine işaret edileceğine ciddi ciddi inanılmaktaydı.
Eve kötü huyu,
şanssızlığı ile tanınan ya da kör, topal, fakir, kısır kişilerin girmesinin o
yıl felaket getireceğine inanılmaktaydı. Bu yüzden bu önemli iş kadere
bırakılmaz iyi huylu temiz giysili çocukların eve ilk giren olması sipariş bile
edilirdi. Hemşin gibi yörelerde yılın bereketini garantiye almak için ahırdaki
öküz eve getirilerek sağ ayağıyla eve girmesi sağlanırdı.
Kalandarın gün sayması yada minoloya
Sadece kalandar sabahı
değil kalandarı takip eden 12 gün takip edilerek ve her gün bir ay ile
ilişkilendirilerek o yılın nasıl geçeceği konusunda kehanette bulunulurdu.
Sözgelimi 6 gün yağmur
yağmışsa Kiraz ayı (Haziran) yağmurlu geçecekti. Bazı yörelerde yeni yıl Mart
ayından başlatıldığından Mart Dokuzu adı verilen bu son derece bilimsel (!)
geleneğin bir de adı vardı: Minoloya yani Rumca “Ay bilimi”.
Kalandar çöreği
Kalandar günü köy
gençlerinin evlerden topladığı malzeme ile pişirdikleri ve delikanlıların/genç
kızların bu çöreği yedikleri gece, evlenecekleri erkekleri rüyalarında
göreceklerine inandıkları aşırı tuzlu çöreğin adıdır.
Trabzon ve Civarında
yılbaşı (Kalandar) gelenekleri ve seyirlik köy tiyatroları Anadolu’da ve
Trabzon dışındaki Karadeniz illerinin mahalli takvimlerinde Ocak ayı için
yaygın olarak zemheri terimi kullanılır, aynı gece benzer eğlenceler yapılmakla
birlikte Kalandar gecesi gezmelerinde oynanılan seyirlik köy tiyatroları için
‘Karakoncolos ( Korkunç hayali yaratık) yada momoyer (Trabzon yöresine özgü
genellikle doğaçlama oynanan köy seyirlik oyunları) Rumca yerine farklı bir
terminoloji kullanılırdı.
Kaynakça:
Büyük ölçüde 2005 yılında Heyamola Yayınlarınca yayımlanmış
Karadeniz Ansiklopedik Sözlük ve Folklor ve Mitoloji Sözlüğü,
Karalahana Dergisi ve Darıca Halk Kültür ve Dayanışma Derneği