Translate

16 Haziran 2017 Cuma

Yaşam Vadisi Zeytin Ağaçlarına Hayat Verdi


Bahsettiğim uçsuz bucaksız Yaşam Vadisi'nin tüm anlattıklarımdan hariç bir güzel yanı da zeytin ağaçları. Beylikdüzü'nün çeşitli noktalarına dikilen zeytin ağaçlarının en büyüğü 250 yıllık ve bu ağaç Yaşam Vadisi'nde..

Bir çok kültürde kutsal bilinen bu ağaçlar günümüzde yok edilme tehlikesi altındayken Beylikdüzü zeytin ağaçlarına yaşama şansı verdi. Vadide 250 yıllık ağaç haricinde bir kaç zeytin ağacı daha var. Umarım bu özen diğer ilçelere de örnek olur.

Beylikdüzü Artık Daha Güzel


Bir süredir pek vakit ayıramadım buraya ama bu sürede Beylikdüzü'nde çok güzel şeyler oldu. Uzun süredir beklenen Yaşam Vadisi'ne kavuştuk mesela.

19 Mayıs günü Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu'nun katıldığı görkemli bir açılış yapıldı. Neredeyse bütün Beylikdüzü oradaydı. Ramazan ayı başladığından beri de her akşam konser, tiyatro ve söyleşiler oluyor. Çocuklar için çeşitli etkinlikler, survivor parkuru ve ikramlar da her akşam var.

Oldukça keyifli ve yeşil bir alan. Burada çimlere basmak ve yuvarlanmak serbest, araç girişi yok... Bisiklet ve patenleri ile dolaşan çocuklarla dolu alan. Bir zamanlar çöplük diye bilinen alan şimdi Beylikdüzü'nde yaşayanlar için huzur mekanı... İstanbul içinse ilkleri yaşatan bir park diyebiliriz.


Sabah akşam spor yapmak için tercih edenleri görüyorum. Vadinin girişinde Yaşam Kafe var. Burada yeşile nazır çayınızı içebilirsiniz. Şelalesinin sesi ise tam ruhu dinlendirmelik.

Kesinlikle gidin görün derim.
Artık hayat Beylikdüzü'nde daha keyifli :)


14 Mart 2017 Salı

Neden EVET, Neden HAYIR!

16 Nisan’da halk oyuna sunulacak olan “cumhurbaşkanlığı hükümeti” paketinde öngörülen değişikliklerle ilgili olarak herkesin bir fikri olmalı artık...
Ancak aylardır konuşulan ve ateşi neredeyse yıllar önceden yakılıp, her fırsatta yolu yapılan bu sisteme EVET diyenler ya da HAYIR diyenler nedenini ne kadar biliyorlar acaba.

İçerisinde bulunduğum bir çok sohbette tamamen bilinçsizce oy verilecek olduğunu kanaatine vardım. Bu mevzu Tayyip ya da başka birisi mevzusu değil. Bu çocuklarımızın geleceği, atalarımızın emanetinin devamlılığı ve huzurumuzun oylamasıdır. Bu mevzu ATATÜRK ve CUMHURİYET'in geleceğinin mevzusudur.

Şunu asla unutma! Şimdi evet dersen bir daha asla sana sormayacaklar... Çünkü vereceğin evet şu anlama geliyor:
"Sana her istediğini yapabilme yetkisini veriyorum. Bundan sonra Demokrasi senin dudaklarının arasındaki karar. Buna itaat etmeyi kabul ediyorum." demek.
Bu kişi Erdoğan ya da bir başkası hiç önemli değil...

Ben çok net bir şekilde HAYIR diyorum... Nedeni ise bana olan emanete sahip çıkmak ve sonrasında evlatlarımızın geleceği... Eğer hiç birşeyi düşünmüyorsanız bile şunu düşünün:
Eminim ki çocuğunuz yoksa bile hepinizin geride bırakacak ve yarınlarını garanti altına almak istediğiniz birileri vardır. Onlar için okuyun ama lütfen anlayın...


Neden Hayır Diyorum?

Çünkü:

Referandum sonrası Tükiye'nin hükmüne girmesi istenen düzen, “çift başlılığı önleme” iddiasıyla, Cumhurbaşkanlığı sistemi adı altında icra organını “tek adam” ekseninde olağanüstü yetkilerle çok fazla güçlendiririyor. Bu sırada yasama ve yargıyı fazlasıyla zayıflatıyor ve demokrasinin en temel esaslarından biri olan kuvvetler ayrılığı prensibini ciddî anlamda ihlâl ediyor.

Cumhurbaşkanlığı kabinesindeki CB yardımcıları ve bakanları doğrudan CB’na karşı sorumlu kılmak ve denetleme mekanizmalarını bertaraf etmek suretiyle, Meclisin hükümet üzerindeki denetimini büyük ölçüde ortadan kaldırıyor.

Hukuk dışı uygulamalarla zaten iyice dibe vurmuş olan yargı bağımsızlığını da, yeniden yapılandırılan Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun teşekkülünde CB ile onun kontrolündeki Meclis çoğunluğu belirleyici hale getirerek kalıcı bir şekilde berhava ediyor.

Siz Neden HAYIR demelisiniz?
  • Ülkenin yıkıma sürüklenmemesi için,
  • Türkiye’nin Libya, Irak ve Suriye örnekleri gibi olmaması için,
  • Ülkenin bir tek kişi tarafından olağanüstühal, sıkıyönetim ve savaş hali yasalarıyla yönetilmemesi için,
  • Nasıl düşüneceğimize, neye inanıp-inanmayacağımıza, yaşam tarzımızın nasıl olacağına bir kişinin karar vermemesi için,
  • Grev ve direniş, söz, basın-yayın ve örgütlenme hakkının bir kişi hükmü altına alınmaması için,
  • İrademizi, seçme-seçilme hakkımızı bir tek kişinin eline teslim etmemek için,
  • Parlamentonun, mahkemelerin, üniversitelerin bir tek kişinin keyfi yönetimine bağlanmasını önlemek için,
  • Daha iyi koşullarda yaşama istemini dile getiren, çalışma ve iş koşullarının iyileştirilmesini isteyen, tam hak eşitliği, barış ve demokrasi isteyen, kadınların horlanıp-aşağılanması ve cinsiyetçi ayrıma tabi tutulmasına karşı çıkanların bir Tiran tarafından “hain” ilan edilmesini engellemek için,
  • Ülkenin ve tüm ezilenlerin, baskıyla ve zorbalıkla susturulmaya çalışılan herkesin faydası için,
  • Zorba bir diktatörün başında bulunacağı faşist barbarlık altında inlememek için ‘HAYIR’ demeliyiz.



2 Ocak 2017 Pazartesi

Memlekette Güzel Şeyler de Oluyor...

Kaynak: http://www.beylikduzu.bel.tr
Biraz da güzel şeylerden bahsetmek istiyorum. İçimizdeki umudu yitirmememiz lazım.

Hep söylüyorum ya Beylikdüzü'nü seviyorum diye. Beylikdüzü'nü sevmeme sebep insanlar da var burada... Aylar önce ilk kez Barış ve Sevgi buluşmalarında izlemiştim Beylikdüzü Kent Orkestrasını ve 30 Ağustos günü Gökyüzü Bandosu olarak Beylikdüzü'ne keyifli vakit geçirtmişlerdi. O an aslında komik gelmişti bir vinçle kendilerini gökyüzüne taşımaları ama aslında anlamlı bir günde anlamlı bir hareket oldu.

O günden sonra konu ile ilgili bir çok olumlu haber tv'lerde yayınlandı. Sanki ben işin içindeymişim gibi gururlandım izlerken. Ne kadar güzel dedim birileri güzel şeyler için uğraşıyor. Kim ne derse desin.

O orkestra ile ilgili bir haber vardı Beylikdüzü Belediyesi'nin web sitesinde geçtiğimiz günlerde gördüm ve sizinle paylaşmak istedim. Bu orkestra Beylikdüzü'nde yaşayan vatandaşların talebi ve onların katılımı ile oluşturulmuş. Orkestranın amacı ise yurt içi ve yurt dışında ülkemizi temsil etmek. Haber içerisinde orkestraya katılmak isteyen herkes için bir çağrı var. Amatör ve profesyonel müzikle ilgilenen herkesi orkestraya davet ediyorlar. Orkestranın çalışmalarını Beylikdüzü Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürlüğü organize ediyormuş. Bildiğim kadarıyla müdürlüğün yeri Beylicium Avm'de... Az biraz müzik kulağım olsa ben hiç durmam açıkçası.

Bu orkestra en son Belediye'nin kendileri için organize ettiği yılbaşı eğlencesinde de sahne almış ve bundan sonraki gösterileri Sevgililer Günü'nde olacakmış. O günü merakla bekliyorum. Sürekli prova yapan ve Beylikdüzü sakinlerinden oluşan bu ekip kesinlikle o gün çok başarılı bir performans sergileyecektir.

Haberin linkini de buraya bırakayım. Belki ilgilenmek isteyenler olur...
http://www.beylikduzu.bel.tr/haber/245/beylikduzu-belediyesinin-kent-orkestrasi-var

Sevgiler

Müslüman "Can"a Kıyar Mı?

Geçtiğimiz hafta sonu tüm ülke yeni umutlar ve hayallerle 2017'ye merhaba dedik.
Hepimiz geçip giden 2016'da yorulduk, yıprandık ve gelecek kaygıları yaşadık.

Tam 2016'yı devirdiğimizde; sağlık, sevgi ve umutlu bir yıl olsun dediğimizde birileri cana kıyma planları yapıyormuş...

Saat bir olduğunda Müslüman yılbaşı kutlamaz bahanesiyle Reina'da kutlama yapan kalabalığa kurşun yağdırdılar...
Müslüman yılbaşı kutlamaz da Müslüman cana kıyar mı? Böyle din, iman, Müslümanlık olur mu?

Saldırıda 40 kişi öldü. Yaralılar ve ağır yaralılar hastanede yaşam mücadelesi veriyor.

Yılbaşı; insanlar için bir arada olmaya bahanedir, tıpkı benim gibi... Vakit ve nakit ayırılamayan eğlenceye dahil olmak için bahandir yılbaşı. Bunu açıklamak bile o kadar acı ki...

Onlarca askeri polisi teröre kurban verdiğimiz dönemde, şehrin orta yerinde bir eğlence mekanında insanlar ne olduğunu anlamadan canlarından oldular. Adına terör dediler ama ben bunun terörden öte bir durum olduğunu düşünüyorum. Artık her neyse oldukça aşalık ve canice bir durum. Ne Müslümanlığa ne de insanlığa sığar.

Bu insanlar İstanbul'un göbeğinde o silahlarla dolaştılar, o mekana girdiler ve bu olayı gerçekleştirdiler. Ben bunun olabilirliğini düşünemiyorum. O kadar güvenlik önlemi olduğu söylenen bir günden yaşananlar çok saçma...

Anlatılanlar, söylenenler hiç inandırıcı değil.

Ama tek isteğim var 2017'den bize bu acıları yaşatanlar her kimse ölmeyi bile beceremesin.
Yalvarsın diliyorum ölebilmek için...