Ötekileşmek, önce nereden nereye gelindiğini bilmektir.
Gelinen nokta "iyi mi oldu, kötü mü?" bunu anlayabilmek ve sonrasında, "ya bizdensin, ya başkasından" demektir.
Gelinen nokta "iyi mi oldu, kötü mü?" bunu anlayabilmek ve sonrasında, "ya bizdensin, ya başkasından" demektir.
Nevi şahsına münhasır olmak ötekileşmenin durduğu ya da hiç olmadığı bir anlamı taşıyor olmasıdır.
Her mahallenin insanı, her başka insanla anlaşabilir. "Ya bizdensin, ya başkasından" demek bile içinde bir zaman diyaloğa girebilmenin öznesiyken...
Şimdi,
Ötekileşmiyoruz!!
Çirkinleşiyoruz, aşağılıklaşıyoruz, zulmediyoruz, "can" alıyoruz...
Ötekileşmiyoruz!!
Çirkinleşiyoruz, aşağılıklaşıyoruz, zulmediyoruz, "can" alıyoruz...
“Ötekileşme” meşru görüş dışında farklı bir görüşe tutuklu kişinin haline "yalnızlık" eklemesidir. Herkesten farklı bir yol/düşünce seçen “öteki” kendi yalnızlığında belki de münzeviliğin bir hayat tarzı olarak işaretlenmesini sağlayabilirdi.
Öteki olmak fikir savaşı verebilmektir.
Öteki olmak "yalnız" olmanın anlamını bilip büyüyebilmektir.
Öteki olmak "yalnız" olmanın anlamını bilip büyüyebilmektir.
Keşke ötekileşebilsek sadece!!!
Başka bir yerdeyiz.
Saçma sapan, anlaşılmaz, anlatılmaz, yaşanmaz bir noktadayız.
Saçma sapan, anlaşılmaz, anlatılmaz, yaşanmaz bir noktadayız.
Son 10 yılda 818 asker şehit olmuş ve bu son 3 ay içerisinde yaşanan olaylar buna dahil değil.
Bir anne evladının arkasından vatan sağ olsun diyemez. Biz evladımızın ağzı yanmasın diye dakikalarca çorbayı üflüyoruz. Akşam üşümesin diye, yaz günü bile başında nöbet tutuyoruz.
Ben bir erkek annesi değilim ama evlat acısı değişmez. Ayrıca evlat acısının ne olduğunu da çok iyi bilirim; gözümün önünde annemin babamın yaşadıklarını görmüş bir insan olarak.
Hakkari Dağlıca'da teröristlerce gerçekleştirilen saldırı ve sonrasında çıkan çatışmada şehitler ve yaralılar olduğu haberi geldi son olarak. Sayısı bile saatlerce net olarak söylenmedi...
Şimdi ise son dakika dönüyor ajanslarda Iğdır'da polis servisine saldırı!!!
Çok sayıda şehit ve yaralı var deniliyor...
Günlerdir anneler babalar diken üstünde.
Ardı arkası gelmeyen şehit haberlerinden sonra bloguma ara verdim. Bu kendimce, elimden geldiği kadar acımı, yasımı gösterme şeklimdi.
Bir anneye, bir babaya vatan sağ olsun demeyin sakın..!
Menemen'de Kubilay ve şehit olan iki bekçinin anıtının altında "İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz." diye yazar.
Menemen'i bilmeyen, unutan varsa hatırlasın.
"Şapka takan kafirdir. Şeriat geri gelecektir" diyerek, Kubilay'ın başını kesip sopaya diken hainler için bir ay sıkı yönetim ilan edildi ve Divanı Harp kuruldu. 105 kişi yargılandı.
Bir askerin başına sebep olanların canı, başının kesildiği yerde alındı.
Oraya da bu anıt dikildi.
Kimse benimle aynı fikirde olmak zorunda değil ama ortada net bir şey var.
İktidar savaşı!
Güç için canlar feda ediliyor ve artık o kadar bariz bir şekilde söyleniyor ki bu..!
Şimdi sadece iktidar uğruna, 400 millet vekili için kaç askerin canı daha gidecek.
Kaç canı yanmış babaya hakaret edilip, kaçına daha hapis cezası verilecek.
Marifet değil şehit çocuğunu maça götürmek...
O çocuğun şehit babasına ve diğer şehitlere galibiyet armağan etmekte marifet değil...
Bir annenin vatanı evladıdır.
Annelere sorun bakalım vatan sağ oluyor mu?
Bizim liderimiz can almak derdinde değil, can olmak niyetindeydi.
Bizim liderimiz ve şehitlerimiz bu vatanı kurtarmıştı.
Bizim görevimizse sadece sahip çıkmaktı.
Umarım önümüzdeki seçimde herkes daha mantıklı kullanır oyunu.
YanıtlaSilYüreğine sağlık ,aslın da aynı ses oldukça kuvvetli ama yönetenler,imza sahibi olanlar ,liderlikle alakası olmayıp da kendini rüyalarında ki tahtlara oturanların ego kavgaları, ellerine ayaklarına dolansın inş.
YanıtlaSilNe güzel dile getirmişsiniz.Kaleminize sağlık ;)
YanıtlaSil