Menemen ya da Kubilay olayı, 23
Aralık 1930’da İzmir’in Menemen ilçesinde gerçekleşen, askerliğini yedek subay olarak
yapan öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın ve yardımına koşan bekçiler Hasan ve
Şevki'nin şeriat isteyen bir grup tarafından öldürülmesiyle başladı. Cumhuriyet
tarihinin en önemli olaylarından biridir olan bu olayın ardından yaşananlar
nedeniyle bölgede sıkıyönetim ilan edilmiş ve General Mustafa Muğlalı başkanlığında
kurulan Divanı Harp’te failler idam dahil çeşitli cezalara çarptırılmıştır.
Hani geçtiğimiz günlerde onlarca
şehidin ve ölümün ardından avaz avaz bağırmıştım. Hatta sadece ben değil
milyonlara insan “Bizim bir kişi için Menemen’i yakan liderlerimiz vardı” diye.
İşte o olay bu olay… Bu gün o olayların başlangıcının yıl dönümü…
Menemen olayının izleri
toplumsal bellekte yer etmiş ve Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, "devrim
şehidi" olarak simgeleşmiştir. Her sene 23 Aralık'ta Kubilay Olayı ile
ilgili olarak çeşitli yayın organlarında konu ile ilgili makaleler
yayımlanmakta ve olay lanetlenmektedir.
Olayın detaylarını wikipedia.com’dan
alarak yazıyorum…
“Şeyh Esat’ın Manisa’da
Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim tarafından
yönlendirilen, Manisa tarafından gelen çember sakallı, sarıklı ve cüppeli dördü
silahlı 6 kişi, 23 Aralık 1930'da sabah namazından sonra camiden aldıkları
Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar.
Elebaşılar arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin,
Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini “Mehdi”
olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söylediler.
Arkalarında 70 bin kişilik
Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında
toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söylediler. Camideki yeşil bayrağı
alıp uzun bir sopaya taktılar ve Menemen şehir meydanında kazdıkları bir çukura
diktiler. Bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve “Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata
dönülecektir.”diyerek bir isyan hareketi başlatmak isterler. Bayrağın
altından ahaliden bazı kişileri (bir fabrikada çalışan Hayimoğlu Jozef de
dahil) geçirdiler. Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası halkı korkuttu.
Kubilay’ın başını kestiler
Olayların ilçedeki askeri birlikte
duyulmasıyla, bir bilgiye göre; alay komutanı, yedeksubay Kubilay'ı olay yerine
gönderdi. Kubilay bu hareketi bastırmak için bir manga askerle olay yerine
geldi. Askerlerin yanından ayrılarak tek başına onların arasına girip teslim
olmalarını istedi. Onlardan biri ateş ederek Kubilay’ı yaraladı. Karşıdan bunu
gören askerler ateş açtılar. Fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra
fişekleri vardır. Derviş Mehmet "bana kurşun işlemiyor” diyerek halkı
kandırmaya çalıştı.
Kubilay yaralı halde cami avlusuna
sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşi sıra geldiler. Derviş Mehmet,
çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkardı ve yaralı Asteğmen
Kubilay'ın başını kesti. Kesik başı yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalıştılar
ancak başaramadılar. Birisi ip getirdi ve Kubilay'ın başı yeşil bayrağın dikili
olduğu sopaya iple bağlandı. Olay yerine yetişen Bekçi Hasan ateş edip gruptan
birini yaraladı. Ancak açılan ateş sonucu o da öldü. Arkadaşının yardımına
koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü.
Bu aşamada askeri birlik yetişir.
Komutan "Teslim olun!" diye bağırır. Ancak olay çatışmaya dönüşür ve
askeri birlik ateş eder. Göstericilerden Derviş Mehmet de dahil bazıları
ölürken, bazıları kaçar. Daha sonra hepsi birden yakalanır.
"Menemeni Haritadan Silin"
Kubilay Olayı, genç Türkiye
Cumhuriyeti'nin 1925'deki Şeyh Said İsyanından sonra tanık olduğu önemli
olaylardan biridir.
Devlet sert tepki gösterdi. 27
Aralık 1930 günü Dolmabahçe Sarayı’nda Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında bu
konuda bir toplantı yapıldı. Kaynakların ifadesine göre, Atatürk, Kubilay
Olayına çok kızmıştı. Daha birkaç yıl önce Yunan İşgalinin acısını tatmış bir
muhitte bu olayın meydana gelmesi üzerine, bazı kaynaklara göre, ilçenin
haritadan silinmesini emretti. Ertesi gün de, "Böyle emirler verirsem,
uygulamayın, sonra bir daha sorun", dedi. 28 Aralık 1930'da orduya
gönderdiği başsağlığı telgrafında, "Mürtecilerin gösterdiği vahşet
karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmalarının
bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise"
olduğunu belirtti.
Sıkıyönetim ilan edidi
31 Aralık
1930 günü Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir’in merkez ilçelerinde 1 Ocak
1931’den itibaren 1 ay süre ile Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim ilan
edilmiş ve 1. Kolordu Komutan Vekili General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir
Divanı Harp kurulmuştur.
7 Ocak 1931'de bu kez İzmir'de
yine Mustafa Kemal Paşa başkanlığında ikinci bir toplantı yapıldı. Olaya
doğrudan veya dolaylı katılan 105 sanık (anayasayı cebren tağyir, eyleme
iştirak, azmettirme veya Mehdi Mehmedin Mehdiliği için harekete geçtiğini
bildikleri halde zamanında Hükümete haber vermedikleri ve tekkelerin seddinden
sonra ayini tarikat icra ettikleri suçlamalarıyla) 15 Ocak 1931'den itibaren
Divanı Harp’te yargılanmaya başlandı.
Divan-ı Harp Mahkemesi
General Mustafa Muğlalı
başkanlığında kurulan Divan Harp Mahkemesinde 24 Ocak 1931 günü iddianame
okundu ve 29 Ocak 1931 günü mahkeme 36 (ölmüş olan bir sanık ile 37) kişinin idama mahkûm edilmesine,
40 kişinin sorumsuzluğu nedeniyle salıverilmesine, 27 sanığın beraatine, 41
kişiye çeşitli hapis cezaları verilmesine hükmetti ve karar Meclis’in onayına
sunuldu. İdam hükümlülerinin 6'sının yaşı küçük olduğundan, onların ölüm
cezaları ağır hapse çevrildi. TBMM Adalet Divanı ayrıca iki idamlığın cezasını
2 yıl hapse çevirdi.
Kalan 28 sanık, 3 Şubat 1931 gecesi
Menemen'de idam edildi. Bazıları Kubilay'ın başının kesildiği yerde asıldı.
Mahkumlardan biri idam sehpasının önünden kaçtı. İki hafta sonra yakalandı ve
ertesi gün idam edildi..
Olayın hemen ardından Menemen'de
devrim şehidi iki bekçi ve Kubilay adına anıt dikildi. Anıtın üzerinde şöyle
yazar: "İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin
bekçisiyiz."
Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931’de
Manisa ve Balıkesir’den, 8 Mart 1931'de de Menemen’den kaldırıldı.
İsmet İnönü'nün mesajı
Kubilay devrim uğruna,
vatan sevgisi ve bütünlüğü yolunda yalnız başına, kuvvet hesabı yapmayan bir
idealist vatanseverlik örneğidir. Kubilay, millet yolunda canını her an fedaya
hazır olan geleneksel Türk yaradılışının müstesna abidesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız benim için önemli. Tüm Beylikdüzü yaşayanları ile sıcak ve samimi bir platform oluşturmak amacım. Herkesin katkısını bekliyorum.